16 Ocak 2016 Cumartesi

İŞİN ÖZÜ:HAYDİ!

         Uzun zaman oldu sizlere yazmayalı. Yoğunluktan başımızı kaldıramadığımız aylardı. Elhamdülillah güzel neticelerle atlattık .Bu süreçte bedenim gayet yorgun iken ruhum hiç dingin değildi. Sürekli dalgalıydı. Kayalara çarpıp durdum, hırpalandım. Büyük bir sorguydu içimdeki. İlerideki meslek yaşantımı, hayatı, dünyayı, yapmak istediklerimi sorgulamakla geçip durdu günlerim. Gerçekten Müslümanca yaşabiliyor muyduk, ilerleyen zamanlarda sistemin bizlere getirdikleriyle hedefimizden şaşacak mıydık; mesleğimizin hakkını verebilecek, ahlakımızı yitirmeyerek iffetimizle yaşayabilecek miydik? Geniş bir sorgu yelpazesi değil mi? Beyin error veriyor bir müddet sonra gerçekten. Şöyle bir duruyorsun. Kaçmak mı yoksa mücadele etmek mi? Mücadeleyi seçsek mükafatı mükemmel ama bir hayli rampalı ,taşlı çakıllı yol…Kaçsan nereye kaçacaksın, Yolun bir kısmını gitmişsin bile, kıyamıyorsun emeklerine, çektiğin streslere. Bunlar içinde yüzüp ilerlemeye çalışırken kramp girdi ruhuma. Çırpındım, boğulacaktım. Birilerinin duyması gerekiyordu. Bağırdım, bağırdım, bağırdım. Biri beni duysun, elimden tutup çeksin çıkarsın beni bu girdaptan istedim. Anne babanız hayattaysa çok şanslısınız, sizi duyup kurtarıyorlar hemen. O esnada da şunu çarptılar yüzüme benimkiler. ‘’Sen çok gelecekle dertleniyorsun, kurcalayıp sonra da boğuluyorsun. Şimdide yüzüp, şimdiyi düşünmelisin.’’ Çok doğruydu. Şimdide nefes alıyorduk, şimdide mücadele ediyorduk. Şimdide seviyor, şimdide ağlıyorduk. Gelecek dediğimiz bir o kadar yakınken, bir o kadar da uzaktı bizlere. Geleceğe kavuşmak, mutlu mesut yaşamak ise belirsiz bir toz bulutuydu. Böylelikle bir silkindim, kendime geldim. Zaman zaman işini seven hocalarımızla ve arkadaşlarımızla da vakit geçirince enerji doldurdum ruhuma. Derin bir nefes alıp oksijeni içinize çektikten sonra hayata devam ediyorsunuz bir şekilde.
         Bu aralar çok olumsuz haberlerle iç içeyiz ne yazık ki. Çocuklarına kıyabilen anneler(!), terör, birtakım yersiz tartışmalar, hakaretler, tehditler…Bizler bunları es geçemeyiz. Bu sorunları duymalı, görmeli, çözümlemeliyiz. Ama ne yazık ki bizler bazı şeyleri çözümleyemez, eleştiremez olduk. Duymamız, görmemiz saliselerimizi alır oldu. Bir çocuğun yaşadığı travmayı, yüreği kan ağlayan anneleri, sokaklarda kalmış aileleri ,hayatından geçmiş, bir o kadar umutlu. ama bir o kadar da çaresiz mülteci kardeşlerimizi… Duyuyoruz, görüyoruz. Sıcacık evimizde, çayımızla sosyal medyadan paylaşımlar yapıyoruz. Eee sonra? Eyleme geçiyor muyuz? Bizlerin eylemden anladığı bir tek sövmek olmuş. Ama sadece başkalarını sövmek, suçlamak. Ya biz? Kendimize sövebiliyor muyuz? Yıkıcı eleştire eleştire bir hal olduk etrafı.Yapıcı eleştirmeyi unuttuk. Yapıcı eleştiride bulunsak kırmadan, yıpratmadan, önyargısız…O zaman çözümleme kısmına geçip birşeyler yapabileceğiz belki de.
         Anne, baba, çocuk, vatan evladı, torun, toplum, ümmed olmayı unutmuşuz. Müslümanca yaşamayı unutmuşuz. Batı’nın en gereksiz şeylerini örnek alır olmuş neslimiz. Bilimi, sanatı, insanlığı unutmuşuz. Çürümüş kalbimiz…Evimizdeki kazanlar dedikodu kaynatır olmuş, kul hakkı nedir unutmuşuz. Goygoy olmuş muhabbet merkezimiz. Biz demeyi unutmuş, ben olmuş soyumuz.
         Bunların düzelmesi için zihniyet değişimine ihtiyaç var ne yazık ki. Bunun için ise evimizden başlamalıyız işe ben ne yapabilirim ki demeden. ’’Eğitim ailede başlar’’ diye öğretildi bizlere. Ailemizden başlayacağız bizler de. Eyleme içimizden başlamamız lazım. Artık soframızın tuzu kitaplar, kalp atışlarımız ümmed olacak. Böyle böyle ışık dolacak yolumuz.
        Aliya İzzetbegoviç-İslam Deklarasyonu bana yakın çevrem tarafından tavsiye edilen kitaplardan biriydi. Yeni okuma fırsatı buldum. Bugünlerde okuyup irdelemenizi şiddetle tavsiye ederim.
        ‘’Ufukta ancak bir çıkış görünmektedir. Bu da İslami düşünen ve öyle hisseden yeni entelejansıyanın meydana getirilmesi ve toplanmasındadır’’ diyor Aliya bir yerde. Bunu bir köșeye not alın.
          Keyifli  okumalarınız olsun efenim,sağlıcakla kalın.

                                                                         

4 yorum:

  1. Yazım şeklinin ve vurgulariniz güzel, duygularınızı guzel ifade ediyorsunuz, ancak yazımızın ama temasını anlayamadım. Içinizdeki duygu girdaplarindan mı? Yoksa kaybedilen değerlerden mi? Ya da geleceğin insaasindan mı? Bahsediyorsunuz. Yazılarımızda önce konuyu tespit eder ve orgulemenizi ona göre yaparsanız eminim daha guzel olacaktır. Çıktınız böyle güzel bir yolda başarılar dilerim.

    YanıtlaSil
  2. Yazım şeklinin ve vurgulariniz güzel, duygularınızı guzel ifade ediyorsunuz, ancak yazımızın ama temasını anlayamadım. Içinizdeki duygu girdaplarindan mı? Yoksa kaybedilen değerlerden mi? Ya da geleceğin insaasindan mı? Bahsediyorsunuz. Yazılarımızda önce konuyu tespit eder ve orgulemenizi ona göre yaparsanız eminim daha guzel olacaktır. Çıktınız böyle güzel bir yolda başarılar dilerim.

    YanıtlaSil
  3. Uzun zaman sonra yazi yukledigimden birkac konuya deginmeye calistim icimdeki sorgulamayla beraber. Bu elestirinizi dikkate alacagim. Cok tesekkur ederim iyi temennileriniz icin. Allaha emanet olun.

    YanıtlaSil
  4. Uzun zaman sonra yazi yukledigimden birkac konuya deginmeye calistim icimdeki sorgulamayla beraber. Bu elestirinizi dikkate alacagim. Cok tesekkur ederim iyi temennileriniz icin. Allaha emanet olun.

    YanıtlaSil