Çayı değil de o püfür püfür tüten dumanını koklayanınız oldu mu hiç?
Peki ya ütülemeye hazır buharlı ütünün pof pof poflayan buharını?
Dünyada her şeyin eşsiz olduğuna, O yüce elin her şeye bir hikmet yüklediğine her an bedenen şahit olsak da bazen farkına varamıyoruz bazı şeylerin. İlk satırları okurken içinizden yine ne diyor bu Sefer dediniz kesin itiraf edin. Kendimizce hayata anlam yüklemeye çalışırız ya çoğu zaman, bana çok oluyor yani sizi bilemem ama.
Bunca telaş niye?
Ne diye bu koşuşturmacalar?
İyi insan olmak için mi?
Ebediyete intikal edince ardımızdan bizim için çok çalışkan idi desinler diye mi? Ya da ne derlerse desinler diyerek mi yaşıyoruz?
Ağlıyoruz, gülüyoruz, koşuyoruz, yürüyoruz, kızıyoruz, küsüyoruz, ayrılıyoruz, barışıyoruz, geziyoruz, uyuyoruz, yiyoruz, içiyoruz, okuyoruz, dinliyoruz ama özetle yaşıyoruz, yaşlanıyoruz işte. Yaşlanıyor muyuz yaş mı alıyoruz? 15 yaşımızdaki bizle 25 yaşımızdaki biz nasıl da bu kadar bambaşka insanlar gibi geliyor birden kendimize?
Önemsediklerimiz, umursamadıklarımız, hatırladıklarımız, asla unutamayacaklarımız...
Omuzumuzda ne kadar yük var saymaya bile kelimelerin yetmediği öyle değil mi?
İnsan dışındaki varlıklarla konuşabilme imkanımız olsa herhalde onlara ilk işimiz dert yanmak olurdu diye düşünüyorum. "İnsan olmak çok zor be!" derdik eminim. Her zorluğun da bir karşılığı ve kolaylığı olduğunu hep unuturuz ya ondandır herhalde bu tavrımız.
Yazın rüzgarsız ve bulutsuz gecelerde yıldızları seyretmeyi öyle çok severim ki. Eğer bir an da olsa zorlukları unutmak isterseniz bedava bir seçenektir tavsiye ederim. Alın elinize çayınızı o tüten dumanını koklayın, sıcağın kokusunu hissedin ve seyre dalın. Yıldızsız da olsa gökyüzünü seyretmek, bir eşsizliğe eşlik edip hayallere dalmak her zaman rahatlatır insanı. Belli mi olur belki bir yıldızın kaydığına şahit olursunuz belki? Bir umut ona tutunursunuz?
Umut ve hayal. İyidir, güzeldir. Kim bulmuşsa hoş bulmuş...
Selametle kalınız
:)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder